top of page
Soyut Düşünme ve Akıl Yürütme Becerisi
Yılların deneyimi ile çalışmalarımızı siz minik dostlarımızın hizmetine sunuyoruz. Bilsem sınavlarına katılsın veya katılmasın bu tip egzersizler zekayı güçlendirir, farklı düşünme yöntemlerini geliştirir.
-
Zekanın akıl yürütme ve soyutlama özelliklerini,
-
Görsel mekansal algıyı
-
Analiz-sentez yeteneğini
-
Zihinsel beceri hızını
-
Dikkat-işleyen hafıza
-
Iraksak düşünme yaratıcılık
-
Uzamsal beceriler
-
Soyutlama, mantık ve problem çözme
becerilerini geliştirecek egzersizlerle sizlerleyiz.
Bireysel farklılıklarımız var. Aynı gözlerimiz, yüzümüz, parmak izlerimiz gibi zihinsel alanda da algımız, zihinsel hızımız ve öğrenme becerilerimiz birbirimizden farklı özellikler taşıyor.
Sözel Beceriler
Sözel zeka sorularını rahat cevaplamak için bol bol kitap okumak, okuduğunu anlamak, yeni kelimeler öğrenmek ve sağ yarım küre fonksiyonlarını etkin kullanmak önemlidir. Bir metin okurken hayal gücünüzü kullanın. Zihin açısından hayal etmekle gerçekten yapmak ya da görmek arasında fark yoktur.
Hafıza Tekniklerini Kullanarak Öğrenmeyi Kolaylaştırmak Mümkün...
Hafıza Eğitimleri, beynin bilgiyi nasıl kaydettiğine, nasıl hatırladığına yönelik, zekayı geliştiren, düşünme ve öğrenme hızını arttıran eğlenceli çalışmalardır. Olağanüstü özelliklerle donatılarak yaratılmış olan beynimizin ne yazık ki bir kullanım kılavuzu bulunmamaktadır. Son yıllarda yapılan araştırmalar bu olağanüstü makinanın nasıl çalıştığı ile ilgili bazı ipuçları vermektedir. Hafıza çalışmaları bireyin kendi öğrenme stratejilerini geliştirmesini sağlar. Her birey farklı fiziksel ve bireysel özelliklere sahip olduğu gibi öğrenme biçimleri bakımından da farklılaşmaktadır. Bu çalışmalar kişinin kendini tanımasında da önemli bir etkendir.
Hafıza egzersizleri, yaratıcı düşünme, öğrenilen bilgiyi kalıcı olarak kaydetme ve gerektiği zaman hatırlama, konsantrasyonu arttırma, beynin sağ yarım küresini etkin kullanma gibi beceriler kazandırır.
Horne ve Wootton (2011), sahip olduğumuz zekanın sadece taşıdığımız genlere bağlı olmadığını şu sözlerle anlatıyor “.…beynimizde düşünceleri taşıyan kimyasal reaksiyonların beynimizin genel kimyasal koşullarının değiştirilmesiyle hızlandırılabileceğini ve daha ileriye taşınabileceğini biliyorduk; ayrıca yediklerimizi yaptıklarımızı ve hissettiklerimizi seçerek bu kimyasal koşulları kontrol etmeyi öğrenebileceğimizi de biliyorduk. Etkin zekanın yalnızca genlerimizle değil, tercihlerimizle de belirlendiğini anlamıştık,….artık biliş bilim, zihinsel egzersizlerin bellek ve zekayı destekleyen kimyasal yapıları değiştirebileceği kanıtlamıştır.” Düşüncelerimiz, hayallerimiz öğrenmelerimiz sahip olduğumuz zekayı etkileyebildiğine göre bu yönde çalışmalar yapmak bireyleri zihinsel ve bireysel olarak bulundukları noktanın ötesine taşıyacaktır
Florida Eyalet Üniversitesi’nde psikoloji profesörü olan Ericsson aynı zamanda “Olağanüstü Ezberleyici Doğulmaz, Olunur” adlı makalenin yazarıdır. Ericsson, okuduğumuz herhangi bir metni ya da duyduğumuz herhangi bir bilgiyi, okuduğumuz ya da duyduğumuz anda hafızamıza alamamamızın sebebini, Miller tarafından da ortaya atılan çalışma belleğinin sınırlı kapasitesi ile açıklıyor. Çalışma belleğinin kapasitesinin 7 (+2, -2) birim olması hızlı öğrenme konusunda engeller teşkil etse de, bilgiyi uzun süreli hafızaya alma teknikleri, hızlı ve kalıcı öğrenmeyi destekleyerek daha çok bilgiye hızla ulaşmayı sağlamaktadır.
Bunların yanı sıra beynimizdeki nöron bağlantılarının yoğunluğu yalnızca yeni şeyler öğrenmemizle değil, beynimizin farklı kısımlarını bir arada kullanmamızı gerektiren iş ve alıştırmalarla da artar. Haier (1995) ve Miller (1994) tarafından yapılan çalışmalar, beynimizin farklı alanları arasındaki bağlar ne kadar güçlenirse bizim de o kadar zeki olacağımızı düşündürmektedir (Horne ve Wootton, 2011).
Hafıza çalışmaları, beynin sağ ve sol yarımkürelerini beraber ve dengeli kullanmayı sağlayan, sadece akademik başarıyı değil, sosyal başarıyı da destekleyen, bireyin analitik ve yaratıcı düşünebilme kabiliyetini bütünleyen tekniklerdir. Birçok araştırmanın gösterdiği gibi akademik ve sosyal başarının elde edilebilmesi için her iki yarımkürenin birlikte ve dengeli kullanılması gerekmektedir. Teknikler sadece öğrenmeyi kolaylaştırmakla kalmaz, yeni bilgiler için hazır olmayı dolayısıyla sahip olunan öğrenme kapasitesini arttırmayı da hedefler.
Kaynakça
-
Horne T.,Wootton S., (2011). Beyninizi Eğitin ( İ.Şener Çev) Optimist Yayın ve Dağıtım
-
Sarıpınarlı, Fatma Lamia . "STEAM Döngüsü Kapsamına Beyin Haritalarının Entegre Edilmesi". Journal of STEAM Education 1 / 2 (Aralık 2019): 50-78.
Zeka
Zeka birbirinden farklı disiplinler tarafından birbirinden farklı şekillerde tanımlanmıştır.
Örneğin Eğitimciler zekayı öğrenme yeteneği olarak tanımlar.
Biyologlar, çevreye uyum sağlama yeteneği
Psikologlar, muhakeme yoluyla sonuca ulaşma yeteneği
Bilgisayar bilimciler ise bilgiyi işleyebilme yeteneği olarak tanımlar.
Gardner’a göre ise insanlardaki zeka çok farklı boyutlarda değerlendirilmelidir. 8 farklı zeka alanı olduğundan bahseden Gardner, bireylerin hangi zeka alanlarını yoğun olarak kullanabildiğine, hangilerinin gelişmemiş ya da az gelişmiş olduğunun tespit edilmesine yönelik çalışmalar yapmıştır.
Diğer taraftan Benjamin Bloom’un ilk olarak 1956 yılında ‘Eğitsel Hedeflerin Sınıflandırılması olarak açıkladığı çalışma , öğrencilerin algı ve öğrenme yapılarını geliştirerek üst düzeye çıkarılması için kullanılmıştır.
Bloom’un sınıflandırmasına göre öğrenme alanları 3 ana başlıkta toplanır.
Duygusal alan, hisleri, davranış biçimlerini, motive olabilme durumunu, mutluluk, heyecan, korku gibi duyuşsal halleri içerir ve gelen veriyi dikkatle seçme, doğru değerlendirme, doğru tepkiler verme, planlama, planı sürdürme ve takip etme, çeşitli veriler arasındaki ilişkileri yakalama, grup çalışmalarında uyum. bağımsız çalışmalarda kendine güven ve davranışlarını kontrol edebilme özelliklerini kapsar.
Psikomotor alan ise bir işin yapılması sırasında kullanılan bilinçli zihinsel etkinliğin yönlendirdiği koordineli kas hareketleridir. Bir adım sonrasını tahmin etme, pratik yapma, yeni öğrenilecek bilgi/beceriyi hızla kavrama, otomatik performans gösterme, yeni veriler üretme gibi harekete dayalı becerilerdir.
Bilişsel alan beş basamaktan oluşur ve en alt basamağında HATIRLAMA vardır. Öğrenilen bilginin kavranması, analiz edilmesi, sentezlenmesi, uygulanması için önce bilgiyi hatırlamak yani hafızada tutabilmek gerekir. Bilgi hafızada tutulabildiği oranda anlaşılır ve birey kendi kelimeleriyle ifade edebilir duruma gelir. Bu basamağa "KAVRAMA" denir. Bilişsel alanın diğer basamağı ise UYGULAMA dır. Hatırlanabilen ve kavranan bilgi, hayata geçirilebilir. Sınıflama, ayrıştırma, sonuç odaklı inceleme ANALİZ, parçaları birleştirme, bütüne varma SENTEZ ve yargılama, irdeleme, ispat, reddetme DEĞERLENDİRME basamaklarıdır. İlk basamak yani hatırlama olmadan diğer basamakların gerçekleşmesi mümkün değildir.
bottom of page